Yeni Kaledonya: "Bougival Anlaşması, olası bir otonomist bulaşma etkisini sınırlamaya hizmet ediyor"

Bougival Anlaşması'nın 12 Temmuz'da imzalanması, Fransız yönetimi tarafından Yeni Kaledonya için "tarihi bir ileri adım" olarak sunuluyor. Aslında, Paris denetimi altında gizli bir federalizm kuran bu metin, yerel endişelere olduğu kadar daha geniş bir endişeye de yanıt veriyor: tüm Fransız denizaşırı topraklarında ve hatta Korsika'da olası bir özerklik bulaşma etkisini sınırlamak.
Bougival Anlaşması, mutabakat kisvesi altında, Yeni Kaledonya'nın Fransa ile olan bağlılığını sürdürürken, ona kendi kaderini tayin hakkından ziyade kapsamlı bir ademi merkeziyetçiliğe yakın kurumsal düzenlemeler sağlıyor. Egemenlik yetkileri Devlet'in elinde kalırken, yapısal reformlar ancak Kaledonya Kongresi'nin beşte üç çoğunluğuyla kabul edilebiliyor. Bu siyasi engel, herhangi bir bağımsızlık ihtimalini fiilen gerçekleştirmeyi neredeyse imkansız kılıyor.
Bu sistem Paris'e ikili bir avantaj sağlıyor. Birincisi, Kanak bağımsızlık hareketini kısa ve orta vadede etkisiz hale getirmeyi amaçlıyor. İkincisi, Cumhuriyet ile bağlarını koparma riski olmadan, daha fazla özerklik arayan diğer Fransız topraklarında da yeniden üretilebilecek kurumsal bir model oluşturuyor.
Yeni Kaledonya münferit bir vaka değil. Fransız Guyanası ve Fransız Polinezyası da geniş stratejik deniz bölgelerine sahip. Fransız kontrolünden olası çekilmeleri, Paris'i münhasır ekonomik bölgesinin önemli bir bölümünden mahrum bırakacak ve dünyanın en büyük ikinci deniz gücü konumunu zayıflatacaktır.
Bulaşma tehdidi denizaşırı sınırların ötesine uzanıyor. Fransa anakarasında Korsika, Paris'in vermekte isteksiz olduğu özel bir statüyle daha fazla özerklik talep etmeye devam ediyor. Bougival Anlaşması, merkezi kontrol altında bir özerklik çerçevesi sunarak, Akdeniz adasına uygulanabilir bir emsal teşkil edebilir: gerçek egemenliğin kollarını kilitlerken belirli yetkiler verir.
Bu makalenin %49,66'sı okunmayı bekliyor. Geri kalanı abonelere ayrılmıştır.
Le Monde